Entegre Raporlama Türkiye
Konuk Yazar’ın Mesajı
Ulusal ve uluslararası raporlama standartları ile sürdürülebilirlik gündemlerinin her geçen gün değişip gelişmesi, kurumların finansal ve finansal olmayan performanslarını sundukları raporların da bu doğrultuda dönüşümünü beraberinde getiriyor.
Bu raporlamaların; finansal, entelektüel, insan, sosyal-ilişkisel ve doğal sermaye unsurlarını bir arada değerlendiren bütüncül bir bakış açısı sunması bir gereklilik haline geldi. Bu kapsamda, entegre raporlama ilkeleri, kurumların stratejik yönelimlerini daha güçlü bir şekilde yansıtmak, girdiler ile çıktılar arasında anlamlı bağlar kurmak ve uzun vadeli değer yaratma kapasitelerini ortaya koymak açısından temel bir rol üstleniyor.
Raporlamalarda, bilgilerin etkin şekilde sunulması, doğrudan bilgiye erişim imkânı sağlanması, güvenilirlik, doğrulanabilirlik prensiplerine uygun olarak iç ve dış paydaşlarla ilişkilerin birlikte ele alınarak etkileşimli bir yaklaşımın benimsenmesi önem taşıyor. Raporlamalarda karşılaştırılabilirlik ve tutarlılık sağlanması, önceki yıl verilerine de yer verilerek sunulan bilgilerin kurumun uzun vadeli değer yaratma kapasitesine katkısının açıkça ortaya konulması da önemli hale gelen diğer unsurlar arasında yer alıyor.
Ülkemizde de Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) tarafından yayınlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile birlikte sürdürülebilirlik raporlamalarının kapsamı daha da genişletildi ve bu konuda önemli adımlar atıldı. Yayınlanan her iki standart da ülkemizdeki kurumların uluslararası çerçeveler ile uyumlu raporlamalar gerçekleştireceğini gösteriyor. TSRS “S1- Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler” standardında, yönetişim başlığı altında sürdürülebilirliğin, kurumun yönetimindeki yeri ele alınırken, devam eden başlıklarda sürdürülebilirlik ile ilişkili konuların kurum stratejisi, değer zinciri ile risk ve fırsatlar üzerindeki rolü değerlendiriliyor. Bu açıdan bakıldığında, sürdürülebilirliğin uçtan uca kurum stratejisine entegre edilmesi raporlamayı güçlendiriyor. Aynı şekilde, sürdürülebilirlik ile ilişkili finansal göstergelerin de raporlamaya dahil edilmesi ve sayısallaştırılması, şeffaflığı ve karşılaştırılabilirliği artırıyor.
TSRS “S2-İklimle İlgili Açıklamalar” çerçevesinde ise yer verilecek olan iklim ile ilişkili risk ve fırsat açıklamaları ile senaryo çalışmaları da kurumların iklim krizi ile mücadele kapsamındaki çalışmalarını açıklamak ve aksiyon haritalarını anlatmak açısından bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. 2025 yılı içinde, 2024 performanslarını raporlayacak olan ve KGK tarafından belirlenen kriterleri karşılayan kurumlar, raporlamalarını hayata geçiriyor. Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından yayınlanan IFRS S1 ve IFRS S2 standartlarına dayanarak hazırlanan TSRS raporlama çerçeveleri ise uluslararası boyutta da yatırımcılar nezdinde karşılık buluyor. Bütüncül olarak değerlendirildiğinde, hazırlanan raporların kalitesi ülkemizin yeşil dönüşüm yolculuğundaki kararlılığını ortaya koyarken aynı zamanda da verilerin şeffaf ve güvenceden geçmiş şekilde paylaşılması, ulusal düzeyde güvenilir raporlamayı teşvik ediyor. Bu durum ayrıca kurumların sürdürülebilirlik performanslarının desteklenmesine de katkı sağlıyor.
Şekerbank’ta Sürdürülebilirlik Yaklaşımı
Sosyal ve çevresel bankacılıktaki öncü rolümüz doğrultusunda kaynak temininden sürdürülebilir ürün ve hizmetler aracılığıyla bu kaynakların işletmelerden çiftçilere, esnaftan KOBİ’lere sunulmasına kadar uçtan uca bir yaklaşımla geniş bir ekosistemin finansal sürdürülebilirliğini güçlendiriyoruz. Türkiye’nin ilk mikro finansman kredilendirme modelini 2006 yılında uygulamaya başlayarak finansal kapsayıcılık ile ilişkili büyük bir adım attık. 2009 yılında Türkiye’de bir ilk olarak geliştirdiğimiz EKOkredi ile enerji tasarrufuna yönelik her türlü yatırımı desteklemeyi amaçlayarak iklim değişikliği ile mücadeleye ve yenilenebilir enerjiye yönelik desteğimizi başlattık. Aynı yıl kredilendirme süreçlerimize çevresel ve sosyal değerlendirme kriterlerini dahil ederek IFC Performans Standartları ile uyumlu kredilendirme sürecini uygulamaya koyduk. Devam eden yıllarda dahil olduğumuz endeksler ve imzacısı olduğumuz taahhütler ile birlikte sürdürülebilirlik faaliyetlerimize yön veren uluslararası çerçeveler doğrultusunda etki alanımızı genişletmeye ve sürdürülebilir kalkınmaya yönelik katkımızı artırmaya devam ettik.
Sürdürülebilirlik performansımızı konu alan raporlama sürecimizde; 2010 yılından bu yana bağımsız kuruluş Carbon Disclosure Project-CDP raporlaması gerçekleştirerek çevresel performansımızı paylaşıyor, raporlamalarımızı web sitemizde paydaşlarımızın ilgisine sunuyoruz. 2013 yılında ise Küresel Raporlama Girişimi (GRI) Standartları doğrultusunda hazırlanan ilk sürdürülebilirlik raporumuzu yayımlayarak şeffaflık ve hesap verebilirlik yolculuğumuzda önemli bir adım attık ve devam eden yıllarda da raporlamalarımızı sürdürdük. 2022 yılından bu yana paydaşlarımızla entegre faaliyet raporlarımızı paylaşarak, finansal ve finansal olmayan değer yaratma yaklaşımımızı daha kapsamlı bir şekilde ortaya koymaktayız.
Değişen raporlama standartlarını ve sürdürülebilirlik yaklaşımlarını yakından takip ediyor, iş süreçlerimize entegre etmeye özen gösteriyoruz. 2023 yılının Aralık ayında KGK tarafından yayımlanan ve 2024 yılı için geçerli olan, TSRS S1 ve TSRS S2 standartları çerçevesi ve gereklilikleri doğrultusunda raporlama çerçevemizi yeniden değerlendirdik. TSRS “S1- Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler” standardı doğrultusunda bankamızın sürdürülebilirlikle ilişkili performansına dair bilgiler; kısa, orta ve uzun vadede finansal pozisyonumuza ve değer yaratma kapasitemize etkilerini bir kez daha ortaya koyacaktır. TSRS “S2-İklimle İlgili Açıklamalar” standardı doğrultusunda da Bankamız, iklimle ilgili risk ve fırsatların iş süreçlerine ve finansal pozisyona etkisini kısa, orta ve uzun vadede değerlendirerek raporlayacaktır.
Bankamızın sürdürülebilir kırsal bankacılık alanındaki 72 yıllık tecrübesiyle kalkınma odaklı Uluslararası Finans Kuruluşlarından sağladığı uzun vadeli yurt dışı kredilerinin tamamı sosyal ve çevresel amaçlara yönelik edinilmiş olup, başlıca kullanım amaçları, sürdürülebilir tarım ve KOBİ’lerin, enerji verimliliği yatırımlarının, kadın girişimcilerin finansmanı ile deprem bölgesinin kalkınmasına yöneliktir.
Bankamızın ekonomik, soysal ve çevresel alanlardaki atmış olduğu bütüncül sürdürülebilirlik adımlarıyla sahip olduğu köklü geçmişimiz; değer zincirimiz boyunca bankamız ile paydaşları, toplum, ekonomi ve doğal çevre arasındaki etkileşimlerle ayrılmaz bir bütün olduğunu göstermektedir.
Bu doğrultuda, entegre düşüncenin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir raporlama kültürünün gelişmesi yönünde ülkemizde önemli bir misyon üstlenen Entegre Raporlama Derneği’nin (ERTA) çalışmalarını yakından takip ediyor ve bu alandaki bilgi paylaşımını değerli buluyoruz. Bu yıl 10. kuruluş yıl dönümünü kutlayan ERTA’nın sağladığı çok paydaşlı diyalog ortamı, entegre düşüncenin ülkemizde daha fazla benimsenmesine zemin hazırlarken, kurucu üye olarak biz de bu dönüşümün bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz.