Entegre Raporlama Türkiye

Konuk Yazar’ın Mesajı

Değerli ERTA Üyeleri ve Kıymetli Paydaşları,

Küresel dinamiklerin değiştiği, tüketici davranışlarının yeniden şekillendiği, insan sermayesinin öneminin arttığı iş dünyasında sürdürülebilirliğin önemi giderek artıyor. Son yıllarda sadece finansal değil finansal olmayan göstergelerin de ekonomik sonuçlara yol açabileceğinin anlaşılması ve şirketlerin çevre, sosyal ve yönetimsel alanlarda pozitif etki yaratmaları yönündeki paydaş beklentileri, şirketlerin finansal olmayan alanda raporlama yapmalarını gerekli kılıyor. Finansal olmayan raporlama alanında, Entegre Raporlama kavramı öne çıkıyor. Entegre raporlama, işletmelerin finansal olmayan verileri ile finansal verilerini bir bütün halinde ele alarak paydaşlara işletme hakkında kapsamlı bir bakış açısı sunmayı amaçlıyor. Ayrıca işletmelerin paydaşlarının beklentilerine daha şeffaf bir şekilde yanıt verebilmelerini, risk yönetiminde finansal olmayan riskleri daha iyi anlamalarını ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma süreçlerini görselleştirerek bu alandaki ilerlemelerini paydaşlarına iletmelerini sağlıyor.

Raporlama ekosisteminde 2023 yılında önemli bir gelişme yaşandı. Sürdürülebilirlik alanında tek ve standart bir raporlama çerçevesinin geliştirilmesi amacıyla, finansal raporlama standartlarını düzenleyen kuruluş olan IFRS (International Financial Reporting Standards) Vakfı’nın kurduğu Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu Haziran ayında sürdürülebilirlikle ilgili iki standart yayımladı. “S1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Şartlar” ve “S2 İklimle İlgili Açıklamalar” kamuoyu ile paylaşıldı. Bundan sonraki dönemde öncelikle iklim değişikliği alanına yoğunlaşacak şekilde yapılandırılan standartların, finansal raporlama standartlarını tamamlayıcı nitelikte olması öngörülüyor. 

Finans sektörü, özellikle de bankalar, ana finansman kaynağı olma özellikleri sayesinde kredilendirme süreçleri vasıtasıyla tüm sektörleri dönüştürme gücüne sahip kurumlar olarak ön plana çıkıyor. Bankaların kredi süreçlerinde sürdürülebilirlik ilkelerini gözetmeleri, bu finansmanı kullanacak şirketlerin de aynı ilkeler çerçevesinde iş yapmalarını sağlayarak bu alandaki risklerin daha iyi yönetilmesine olanak sağlıyor. Diğer taraftan uluslararası rekabet ortamında faaliyet gösteren bankaların uluslararası uygulamalara daha hızlı uyum sağlaması gereği, sürdürülebilirlik alanındaki iyi uygulamaları yerel düzeye hızla yaygınlaştırmasına ve kendileriyle beraber reel sektörü de dönüştürmelerine zemin hazırlıyor.

Bankaların, sadece kendi operasyonlarıyla ilgili çevresel ve sosyal etkileri değil, kredi portföylerinden kaynaklanan çevresel ve sosyal etkileri de ele alarak sürdürülebilirlik raporlamalarına konu etmesi giderek artan bir beklenti olarak karşımıza çıkıyor. Müşteriler nezdindeki sürdürülebilirlikle bağlantılı bilgi ve belgelerin bu konudaki farkındalık düzeyine bağlı olarak farklılık göstermesi, ayrıca var olan verilerin müşterilerden temin edilmesi bankaların karşılaştığı en önemli zorluklar arasında yer alıyor. Bankaların müşterileri olan firmaların giderek artan oranda sürdürülebilirlik raporlaması alanında oluşan standartlara uygun açıklama yapması, bankaların kendi raporlamaları açısından daha doğru verilere ulaşmalarını sağlaması açısından önemli katkı sağlayacaktır.

İş Bankası’nın Sürdürülebilirlik Raporlaması

2024 yılında yüzüncü yılını kutlamaya hazırlanan İş Bankası üzerine düşen sorumluluğun bilincinde bir kurum olarak, kısa-orta-uzun vadeli planlarını etki yaratacak, yaşanılabilir ortak geleceğimize katkı sağlayacak aksiyonları içerecek şekilde yapılandırıyor. Daha yaşanabilir bir dünya hedefiyle küresel ölçekte belirlenen ve Birleşmiş Milletlere üye tüm ülkelerin imza attığı Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, İş Bankası’nın sürdürülebilirlik çalışmalarına da yön veriyor. İş Bankası sürdürülebilirlik yönetim sistemini oluşturduğu 2015 yılından bu yana sürdürülebilirlik çalışmalarını sistematik bir yaklaşımla uluslararası iyi uygulamalar paralelinde ele alıyor.

Sürdürülebilirlik raporlamasına 2012 yılında başlayan İş Bankası 2018 yılında da entegre raporlamaya geçti. 2021 yılında ise “sorumluluk alıyoruz” temasıyla ilk entegre faaliyet raporumuzu yayımladık. Entegre raporlarımız, Bankamızın finansal ve finansal olmayan sermaye ögelerini bir arada ele alarak sürdürülebilir ve paylaşılabilir değer yaratmaya odaklanan yaklaşımıyla yürüttüğü çalışmaları hakkında güncel bilgi sunuyor. Tüm paydaşlarımız için yarattığımız değer, değer yaratma sürecinde karşılaştığımız risk ve fırsatlar ile sürdürülebilirlik önceliklerimizin iş süreçlerine yansıması entegre raporumuzun içeriğini oluşturuyor. Öncelikli konularımızı belirlerlerken çifte önemlilik anlayışıyla hareket ediyor, iş stratejilerine etki potansiyeli ve paydaş beklentisi yüksek olan konuların finansal ve finansal olmayan etkilerini, geniş paydaş ağını gözeterek, bütünsel bir yaklaşım ile ele alıyoruz.

Yakın coğrafyamızda bulunan ve en büyük ticaret pazarımız olan Avrupa Birliği’ndeki gelişmeler de hem bankaların hem de reel sektör şirketlerinin sürdürülebilirlik raporlaması yapmasını gerekli kılıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı doğrultusunda oluşturulan Sınırda Karbon Düzenlemesi kapsamında 2023 Ekim ayında başlayacak ve 2026 yılına kadar sürecek geçiş sürecinde, Avrupa Birliği’ne ihraç edilen ürünler için salınan karbonun raporlanması gerekecek. Müşterilerimizin emisyon verilerini hesaplamaları net sıfır hedeflerimizi gerçekleştirmemiz açısından da önemli. Bu alanda bankaların karşılaştığı en önemli zorluklardan biri müşterilerden veri temini konusu olarak ortaya çıkıyor. Bir yandan müşteriler nezdindeki sürdürülebilirlikle bağlantılı bilgi ve belgeler bu konudaki farkındalık düzeyine bağlı olarak farklılık gösterirken, diğer yandan var olan verilerin müşterilerden temin edilmesi de ayrı bir zorluk teşkil ediyor.

2022 yılında Birleşmiş Milletler nezdinde kurulan Net Sıfır Bankacılık Birliği’ne verdiğimiz taahhüt doğrultusunda net sıfır hedeflerine ulaşabilmek için, kendi operasyonlarımızdan kaynaklanan emisyonların azaltılmasının yanı sıra müşterilerimizin net-sıfır ekonomiye geçiş süreçlerini desteklemeyi önceliklerimiz arasına ekledik. 2020 yılında, bilimsel verilerden hareketle, kapsam 1 ve 2 emisyonlarımızın 2025 yılına kadar %38, 2030 yılına kadar %65 azaltılması; 2035 yılı itibarıyla faaliyetlerimizin karbon-nötr olarak yürütülmesi hedefini ortaya koymuştuk. Yaptığımız enerji verimliliği çalışmaları ve yenilenebilir enerji tedariki yoluyla 2025 ve 2030 hedeflerimize şimdiden ulaşmış durumdayız.

Kredilerden kaynaklanan emisyonlar bakımından ise karbon yoğun sektörlerden başlayarak sektörel dekarbonizasyon rotalarını oluşturarak sektörel bazda alınması gereken aksiyonları planlamaya başladık. Müşterilerimizin dekarbonizasyon yolunda atacakları her adım hem onların karbon maliyetlerini azaltıcı etkide bulunacak hem de bizim kredi portföyümüze ilişkin net sıfır hedeflerimize katkıda bulunarak, kazan-kazan durumu yaratacak. IFRS’in hazırladığı S1 ve S2 standartları özellikle iklimle ilgili konulardaki raporlamalarda kullanılacak standart ve metrikleri belirlemesi bakımından oldukça önemli. Bu metrikler arasında emisyonlar da yer alıyor. Kamu Gözetimi Kurumu’nun da sürdürülebilirlik standartları çok kısa sürede Türk mevzuatına kazandırma konusundaki iradesi bizler açısından oldukça kıymetli. Şirketlerin bu tür raporlamaları yapacak olması onları bu verileri hesaplamak, takip etmek ve paylaşmak konusunda motive edecek.

Bütün bu gelişmeler ışığında, entegre raporlama başta olmak üzere sürdürülebilirlik raporlamalarında yer alan finansal olmayan bilgilerin denetlenmesi de giderek önem kazanan ve gündemlerimize giren yeni bir konu haline geliyor. Finansal olmayan raporlarda sunulan bilgilerin doğruluğu konusunda bağımsız denetim firmalarından güvence hizmeti alınması mümkün. Ancak her ne kadar sürdürülebilirlik raporlamasında global standartların oluşması yolunda önemli adımlar atılmış olsa da raporlarda yer verilen finansal olmayan bilgilerin güvencesi için mevcut durumda yeterli sayıda standart ve bu güvencenin alınmasına ilişkin zorunluluk bulunmamaktadır. Finansal olmayan bilgilere ilişkin güvencenin kapsamının ve standartlarının belirlenmesi ile birlikte yaygınlaşması söz konusu verilerin paydaşlar nezdindeki güvenirliğini ve karşılaştırılabilirliğini artıracak unsurlar olacaktır.

İş Bankası olarak 2017 yılı sürdürülebilirlik raporundan başlayarak, finansal olmayan göstergeler için güvence alıyoruz. Entegre raporlama yapmaya başladığımız 2018 yılından itibaren ise her geçen yıl bu güvencenin kapsamını artırmaya gayret ediyoruz. 2022 yılı entegre faaliyet raporumuzdaki yetmiş göstergeye güvence almış durumdayız. Çok sayıda göstergeye ilişkin güvence almış olmamız hem paydaşlar nezdindeki güvenirliğimizi artırıyor hem de finansal olmayan raporlama konusundaki odağımızı güçlendirerek raporlarımızın kalitesine olumlu katkıda bulunuyor.

İş Bankası olarak gerek kendi faaliyetlerimiz açısından gerek müşterilerimizin faaliyetleri açısından sürdürülebilirlik raporlaması evreninde son dönemde gerçekleşen standartlaşma süreçlerini yakından takip ediyor, bu alanda tek bir standarda doğru evrilen gelişmeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Entegre raporlama yolculuğumuz süresince; sürdürülebilirlik çalışmalarımızı etkili bir şekilde yönetmek, çevresel ve sosyal etkilerimizi değerlendirmek, sürdürülebilirlik hedeflerimizi belirlemek ve bu hedefleri paydaşlarımızla şeffaf bir şekilde paylaşma imkânı bulduk. Uluslararası ve yerel alanda raporlama pratiklerinde ve standartlarında yaşanan gelişmelere, entegre raporlama alanındaki deneyimimizin oldukça güçlü bir baz etkisi yaratacağı muhakkak. Yerelden küresele tüm seviyelerde yaptığımız iş birlikleri ise sürdürülebilirlik yolculuğumuzda bize destek oluyor. Bu iş birliklerimiz arasında yer alan Entegre Raporlama Derneği Türkiye’nin (ERTA) üyesi olmak ayrıca değer yaratan bir unsur olarak bizi bir adım öteye taşıyor.

 
Bu içeriği paylaşın;