Entegre Raporlama Türkiye

Üyelerimiz ve Paydaş Katılımı

Sürdürülebilir Yatırımın Pusulası: Entegre Raporlama

Sürdürülebilirlik konuları bizim gibi çok hızlı büyüme ihtiyacı içinde olan ve her zaman başka öncelikleri olan bir ülke için düne kadar biraz uzaktan takip edilen ve biraz da kurumsal iletişim amaçlı kullanılan yan faaliyetlerdi. Oysa 2000 sonrası doğan kuşağın büyük bir hızla ekonomiye katılmaya başlaması ile beraber her geçen gün daha fazla hayatımızı ve düşünce yapımızı şekillendirmeye başladıklarını söylemek çok hatalı bir gözlem değil. Türk ekonomisinin lider kurumları ve firmaları müşteri talepleri, bu alanda oluşmaya başlayan yasal düzenlemeler ve gelişen dünyaya ayak uydurma baskısı ile çevresel, sosyal ve yönetişim faaliyetlerini artık sadece sosyal sorumluluk olarak değil bütünsel risk yönetiminin vazgeçilmez bir unsuru olarak kültürlerine adapte etmeye ya başladılar ya da bu baskıyı çok daha fazla hisseder hale geldiler.

Bilindiği gibi doğru yatırım kararları ancak doğru bir risk/getiri analizi ile mümkün. Günümüzde özellikle uzun vadeli yatırımcılar varlık tahsislerini yaparken hem risk hem de getiri konusunda artık yeni nesil bir yaklaşımla değerleme yapmak ve kararlarını sürdürülebilirlik bakış açısı ile vermek zorundalar. Bir şirketin belirli bir bilanço dönemindeki finansal sermayesini doğru değerlemiş olmak veya risklerini sadece içinde bulundukları endüstri veya ekonomi çerçevesinde algılamak yatırımcıyı doğru analizden uzaklaştırabilir. İşte Entegre Raporlama tam da burada devreye girerek yatırımcıya o şirketin fikri, beşeri, sosyal, çevresel ve üretilmiş sermayesini ve bunlarla ilişkili riskleri daha doğru değerlendirme imkanı sunuyor. Şirketlere ise karşı tarafa kendilerini doğru anlatma ve doğru bir iletişim ile katma değer yaratma yolunu açıyor. Entegre raporlama sağladığı üst seviye şeffaflık ile şirketlerin görünmeyen hatta her zaman rakamlarla bile ölçülemeyen değerlerini yatırımcıya açıyor ve ayrıca kurumsal itibarına ve marka değerine katkıda bulunuyor.

Borsa Istanbul’a kote şirketlerden entegre raporlama yapanların sayısı hala bir elin parmaklarını geçmemekle birlikte artık yıllık faaliyet raporlarında sürdürülebilirlik konuları olan Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) faktörlerine eğilen daha çok şirket görmeye başladık ve bu yakın gelecek için çok umut verici. .

Peki, Dünya’da durum nasıl? Harvard Business Review’i alıntılayarak (“The Investor Revolution: Shareholders are getting serious about sustainability”, Eccles R. & Klimenko S., HBR, Mayıs/Haziran 2019) ifade etmek gerekirse dünyanın en büyük fon yöneticilerinden biri olan State Street Global CEO’su ÇSY (ESG) kriterlerinin özellikle uzun vadeli yatırımcılar için daha da önemli olduğunu ifade ederek firma olarak yatırım yaptıkları şirketlerin çevresel etkisini, kurumsal yönetim kalitesini ve siber güvenlik gibi alanlardaki karnesinin finansal değerine olan etkisini yakından analiz ederek yatırım seçimlerinde daha entegre bir anlayış benimsediklerini söylüyor.

Esasen, 2006 yılında BM tarafından desteklenerek ortaya çıkan Sorumlu Yatırım ilkeleri (PRI) ilk defa ortaya konulduğunda 6.5 trilyon dolar yöneten 63 değişik yatırım şirketi bu prensiplere imza atarken; Nisan 2018 yılında bu rakam 81.7 trilyon dolar varlık yöneten toplam 1.715 varlık yönetim firmasına yükseldi. Yine, FTSE Russel tarafından 2018 yılında yapılan bir araştırma küresel ölçekteki varlık yönetim şirketlerinin yarısından fazlasının ÇSY kriterlerini yatırım tercihlerine uyumlandırdığı ya da uyumlandırma yolunda olduklarını ortaya çıkardı.

Öte yandan bu konudaki algının henüz masanın etrafındakiler arasında uyumlu olmaması gelişmeyi yavaşlatıcı bir unsur. BofA Merrill Lynch tarafından 2019 yılındaki bir ankette ABD’de kote olan şirket yöneticilerine kendi şirketlerine yatırım yapan firmaların ne kadarının ÇSY kriterlerini benimsedikleri sorulduğunda sadece %5 cevabının alınması ve gerçek rakamın %25 olması şirket yöneticileri özelinde bu kriterlerinin yatırımcı tercihlerini nasıl şekillendirdiği konusunun azımsandığı sonucunu çıkarmaktadır.

Bu durumun Türkiye’de de oldukça geçerli olduğunu söylemek mümkün. 2020 yılı sonunda sadece 6 bankanın entegre raporlama yapıyor olması şirket yönetimlerinin bu konuyu yeterince ön plana almadıklarını ya da en azından yatırım tercihlerini etkilemediği varsayımında olduklarını göstermektedir.

HBR makalesine göre yatırım tercihlerinin merkezinde yer alan ÇSY kriterlerinin şirketler tarafından benimsenip benimsenmediğinin en iyi ölçüsü şirketlerin entegre raporlama yapabilme kapasitesidir. Bunun yanı sıra, bu prensiplerin CEO’lar tarafından şirket içindeki tüm yönetim kademesi ile paylaşılması ve içsel performans değerlendirmelerinden anahtar performans göstergelerine (KPI) kadar pek çok kriteri ÇSY kriterlerine uyumlandırmaları da şirketler için önemli olacaktır.

Şirketlerin sürdürülebilirlik konusuna eğilmesi çoğu yatırımcı için şirketlerin uzun vadede iş modellerinin devamı açısından önemli bir ipucu olarak değerlendiriliyor. Bu alanda yapılan getiri karşılaştırması araştırmalarında belki yeterince veri toplandığını söylemek şu an için çok mümkün değil ve uzun yıllar sonra daha sağlıklı sonuçlara ulaşacağız ancak dünyayı daha yaşanır kılma hareketine destek veren şirketlerin daha sürdürülebilir karlılıklarının olacağını öngörmek çok zor bir analiz olmasa gerek. Aksi bir durumun doğru olmasının sonuçlarını düzeltmeyi çocuklarımıza bırakmamız onlara yapacağımız en büyük haksızlık olur.

 
Bu içeriği paylaşın;